a:hover{font-size:14pt;} -->
   
 
  Max Payne Serisi
Bu bölümde Max Payne serisini anlatmaya çalışacağım. Zaman buldukça diğer oyunlar için açıklama ve resimler eklemeyi düşünüyorum. Oynamadıysanız önce yazıyı okuyun, sonra hemen gidin oyunu alın ve oynayın derim.



Max Payne 1



Max Payne

Ailenizle birlikte mutlu bir şekilde New York'ta yaşayan bir polissiniz. Bir gün işten eve dönüyorsunuz. İçeriden eşinizin çığlıkları geliyor, ardından da silah sesleri. Piyasaya yeni sürülen Valkyr isimli uyuşturucudan beyni dönmüş üç serseri eşinizi öldürüyor. İntikam için size daha önce teklif edilen DEA ajanlığını şimdi kabul ediyor ve Valkyr isimli sentetik uyuşturucuyu sokaklara dağıttığı tahmin edilen mafya örgütünün içine sızıyorsunuz (DEA: Drug Enforcement Administration).

Valkyr öyle bir uyuşturucu ki bir hastalık gibi yayılıyor, sokaklar uyuşturucunun etkisiyle cinayetler işleyen serserilerin kurbanlarının cesetleriyle dolu. Sizin gerçek kimliğinizi bilen arkadaşınız ve ortağınız Alex ile buluşmak üzere metro istasyonuna gidiyorsunuz, ancak arkadaşınız öldürülüyor ve New York polisi de peşinize düşüyor. Artık polis katili olarak aranan bir suçlusunuz. Üstüne üstlük içine sızdığınız mafya da polis olduğunuzu anlıyor... Artık tamamen yalnızsınız, kaybedecek bir şeyiniz de yok. Hedefiniz masum olduğunuzu kanıtlayacak delilleri bulmak ve Valkyr işinin arkasındakilerden ailenizin ve Alex'in intikamını almak. Tabi bu arada etrafınızdaki herkese, polise ve mafyaya karşı dikkatli olmanız, kısaca öldürülmemeniz gerekiyor.

Hikâye ilerledikçe Valkyr'in basit bir uyuşturucu olmaktan öte bir şey olduğunu, işlerin arkasında çok daha büyük güçlerin yer aldığınız, hatta karınızın bile tesadüfen değil, bilinçli olarak öldürüldüğünü öğrenecek ve sadece intikam için hayatta kalmaya çalışacaksınız. Siz Max Payne'siniz...

Yapımı uzun zamandır devam eden, büyük bir merak ve sabırsızlıkla beklenen Max Payne sonunda tamamlandı, geçtiğimiz hafta başında piyasaya sürüldü ve aksiyon meraklıları işlerini güçlerini bırakıp Max Payne oynamaya başladılar. Neden mi? Çünkü Max Payne orijinal içeriği ve harika oynanışının yanında, şimdiye kadar yapılmış "shooter" türü aksiyon oyunlarından sadece farklı değil, birçok yönden de üstün özelliklere sahip.

Oyunun konusu için diyebileceğimiz fazla bir şey yok, iyi kurgulanmış kaliteli bir polisiye filmin senaryosuna sahip... Ve eğer iyi bir aksiyon oyuncusuysanız oyunu tamamlamak için harcayacağınız süre de bir film kadar zaten. Film gibi dedik, ama konu size oyun boyunca bir film gibi değil bir çizgi roman gibi aktarılıyor...

Max Payne'i kurmak için sabit diskinizde ful kurulum için 826MB, minimum kurulum için ise 529MB yere ihtiyacınız var. Bunun yanında oyunu en iyi özelliklerinden biri olan film gerçekçiliğinde grafikler için ise gerçekten "sıkı" bir sisteminiz olmalı. Kullandığım makine PIII 600, 256MB RAM, GeForce 2 MX ve SB Live Value olmasına karşın yeterince performans alabilmek için maalesef bazı detayları kısmak zorunda kaldım. Bu arada nVidia çipli grafik kartınız varsa ve henüz yüklemediyseniz geçen ay resmi olarak yayınlanan 12.41 sürüm numaralı yeni detonator sürücüleri mutlaka indirin. En azından sürücülerden kaynaklanan problem yaşamamış olursunuz. Tabi bir de oyundan 3-4 gün sonra yayınlanan 1.01 numaralı 6+ MB'lık yamayı indirip eklemeyi düşünebilirsiniz.


Max Payne'i diğer aksiyon oyunlarından ayıran şeyler: oynanışa eklenmiş bazı orijinal detaylar ve zorluk seviyeleri. Elbette her yeni çıkan oyunda grafik kalitesi açısından ilerleme beklememiz doğal, Max Payne bunu film gerçekliğindeki grafik kalitesi ile yakalamayı başarmış. Ancak oyunda orijinal olan şey grafik kalitesi değil...

Adamımızı üçüncü şahıs gözünden kontrol ediyoruz, ancak fare ve klavye kontrolleri bu türdeki çoğu oyunun tersine oldukça kolay. Max Payne'in kumandası aynı FPS oyunlarındaki gibi klavye + fare kontrolü ile yapılıyor. Kısacası kontroller oyun sanki bir FPS olarak tasarlanmış ancak vazgeçilip üçüncü şahıs bakışına dönüştürülmüş gibi kolay. Bunları da oyunun ana menüsünden ulaşabileceğiniz ayarlar (options) seçeneğinden istediğiniz gibi değiştirebiliyorsunuz. Oyun kontroller açısından benden tam not aldı...

Oyunun en orijinal yerine henüz gelmedim, şu söylememiz gereken ufak detayları bitirene kadar biraz daha sabır lütfen...

Max Payne üçüncü şahıs gözünden oynanıyor dedik, yani Tomb Raider, Blade of Darkness ve Oni gibi. Bu üçü arasında Oni tam bir aksiyon oyunuydu, yani arada bir bulmaca çözmek yerine sadece bileğinize güvenmeniz gerekiyordu (bu oyunların incelemelerini de sitemizde bulabilirsiniz). Max Payne'de de aynen bileğinize, nişancılığınıza ve reflekslerinize güvenmeniz gerekiyor. Oyun boyunca kilitli kapı açmak için sadece iki kez anahtar bulmanız gerekiyor ve bu anahtarları da yandaki odalardan birinde buluyorsunuz. Zaten bunlar bulmaca amaçlı değil, sizi aksiyona biraz daha zorlamak için konmuş engeller. Evet, sözün özü Max Payne'de ateş edip adam öldürmekten başka bir şey yapmıyorsunuz, ama bunu biraz daha "klas" yapıyorsunuz...

Evet, eminim ki birçok oyuncu da aynı şekilde düşünecektir, oyunun en orijinal yeri "bullet-time" denen ağır çekimler. Bunu biraz "Matrix" filmindeki ağır çekimde gösterilen sahnelere benzetebiliriz... Çok orijinal bir fikir ve Matrix filminin yapımcılarını bile kıskandıracak kadar başarılı bir şekilde oyuna adapte edilmiş. Biliyorum, merak ettiniz, işte Bullet-Time şöyle bir şey;

Bir FPS (birinci şahıs vurma) oynadığınızı düşünün. Köşeyi döndüğünüzde düşmanla karşılaşıp karşılaşmayacağınızı bilmiyorsunuz. Hızlı bir şekilde yan adım atarak düşmanı kontrol ediyorsunuz veya Soldier of Fortune ya da Thief oynuyorsanız köşeden kafanızı uzatıp bakıyorsunuz. Veya içi düşman dolu bir odaya dalmanız gerekiyor. Yani adamların karşısına geçip ateş edecek ve yolunuza devam edeceksiniz. Kısacası FPS'lerde kendinizi koruyacak hareketler yaparak (yuvarlanarak veya havada dalış yaparak) ateş etmeniz sözkonusu değil.

Bullet-Time ise burada devreye giriyor. Zamanı yavaşlattığınız ve herşeyi ağır çekim seyrettiğiniz, bu sırada reflekslerinizle tepkiler verip ve normal hareketler yapabildiğiniz yeni bir özellik. Aynı Matrix'teki gibi; sadece düşmanlarınızın verdiği tepkiler, havada uçan mermiler ve Max Payne'in kendisi ağır çekim hareket ediyor... bunu tam olarak nasıl anlatacağımı bilemiyorum, fakat, görmeniz gereken ve oyun boyunca sıkça kullanacağınız, kullanırken de zevk alacağınız harika bir özellik.

Bu özelliği iki şekilde kullanabiliyorsunuz. Birisi tamamıyla siz istediğiniz sürece devam ediyor. Tabi ki sınırsız değil; ekranın sol altında adamınızın sağlık göstergesinin sağında kum saatine benzer şeklin içi boşalana kadar buna devam edebilirsiniz. Bullet Time'ı bu şekilde kullanmaya Max Payne'i hareketsiz tuttuktan sonra ilgili tuşa basarak başlayabiliyorsunuz.

Diğer kullanım ise oyunda "Bullet Time combo" olarak adlandırılmış ve hareket halindeyken 3-4 saniye süreyle kullanabildiğiniz şekli. İleriye, sağa, sola vs. giderken "Bullet Time combo" tuşuna basacak olursanız Max Payne gitmekte olduğunuz yönde atlıyor ve bakmakta olduğunuz yöne doğru nişan alıyor. Özellikle Bullet Time combo'da adamınızı havadayken hareket ettirebiliyor ve bakış/nişan açısını değiştirebiliyorsunuz. Ancak bu değişim ağır çekim değil gerçek zamanlı gerçekleşiyor.



Ekran görüntüsü


Bullet Time Combo örnekleri

Bullet Time gerçek hayatta insanların hiçbir zaman sahip olmadığı (belki de olamayacağı) ve birçok filmde "ah keşke şu adam gibi içeri dalıp ateş edebilseydim" dedirten sahnelerdeki hareketleri yapmanızı sağlayan harika bir özellik... Buna bilgisayarın yapay zekasını ve reflekslerini yenmeyi sağlayan bir nevi üstünlük veya hile bile denebilir. Adı ne olursa olsun veya nasıl tanımlarsak tanımlayalım aksiyon oyunlarında böyle bir şeye ihtiyaç vardı ve bunu da ilk kez Max Payne ile gördük.

Max Payne üç bölüm ve bu bölümlerin altında da alt bölümlerden oluşuyor. Üç ana bölümün her biri oyunun (filmin mi deseydim?) konusunda veya Max Payne'in hedef ve amaçlarında temel değişikliklerin olduğu yerlerde başlayıp bitiyor. 1inci bölümden (9 level) 2nciye ve 2nciden (5-6 level) 3üncüye (7-8 level) geçişlerde Max Payne baygın oluyor ve bu sırada karısının ölümüyle ilgili olayları tekrar yaşayıp kendini sorguladığı bilinçaltına giriyor ve biraz sinir bozucu birer level daha oynamamız gerekiyor.

Yazının başında da söylemiştim, oyunun konusu oyuncuya bir çizgi roman gibi kare kare aktarılıyor, fakat seslendirmeleriyle birlikte. Bu seslendirmeler ise oldukça kaliteli yapılmış. Ayrıca, silah efektleri de inanılmaz derecede gerçekçi; her silahın kendine özgü sesi var ("o silahlardan herhangi birini kullandın mı da gerçekçi diyorsun" şeklinde dalga geçmeyin lütfen, bugüne bugün yüzlerce aksiyon oyunu ve film tecrübemizin yanında poligonda silah kullanmışlığımız da var yani ).

Max Payne'de birçok şey oluyor... Sahne sürekli değişiyor, sürpriz karşılaşmalar ve tuzaklarla birlikte aksiyon, oyunun sonuna kadar durmadan devam ediyor. Her detay düşünülmüş. Şahsen bir aksiyon oyununa başladığımda oyunda bir tuvalet varsa girip sifonu çekmeyi veya lavaboda musluğu açmayı mutlaka denerim. Bu bana oyunun ne kadar detaylı hazırlandığını gösteren işaretlerden biridir (tuvalet sapığı )... Max Payne'de bu detayların çok daha fazlası yer alıyor. Ortalıkta bırakılmış sağlık veya silah/cephane gibi şeyler yok. Silah ve cephaneyi öldürdüğünüz adamlardan alabiliyor veya olabileceğini düşündüğünüz dolap veya yatak altı gibi yerlerde buluyorsunuz. Bilgisayarınızda yapacağınız ayarlarla, silahlardan çıkan boş mermi kovanlarının adedi, duvarlarda kalan mermi izlerinin adedi, karşınıza çıkan adamların görünüm çeşitliliği vb. birçok detayı istediğiniz şekilde belirlemeniz mümkün. Tabi her şeyi maksimum istiyorsanız minimum Pentium III 800, 256+ MB ram ve GeForce3 gibi bir sisteme sahip olmalısınız.






Merminin gidişine bakın

Oyunu bitirmek için 10-15 saat gibi bir süre harcamanız gerekecek, ancak, bunun sizi tatmin edeceğiniz sanmıyorum. Ben oyunu zamana karşı oynanan "New York Minute" isimli zorluk seviyesinde bitirdim. Oyuna doğrudan bu seviyede başladığımdan diğer oyun modlarının ne işe yaradığını ancak bitirdikten sonra deneme şansım oldu. New York Minute modunda her seviyeye 1 dakika ile başlıyorsunuz ve süre bitmeden o seviyeyi tamamlamak zorundasınız. Elbette seviyeleri bu süre içinde bitirmenize olanak yok. Öldürdüğünüz her adam size ekstradan 3-5 saniye kazandırıyor. Emin olun bu moda girmeden diğerlerini denemiş olmayı çok isterdim, çünkü inanılmaz stres yaratıyor. Ancak bir kere başladıktan sonra yeni baştan başlamayı gözüm yemedi. Bittikten sonra toplam oynama süreniz oyunun programcı firması Remedy'nin süresiyle karşılaştırılıyor. Benimki 1 Saat 38 dakika idi, Remedy'nin süresi ise 46 dakika. Tabi adamlar neyin nerede olduğunu ve hangi level'ı nasıl geçeceklerini gayet iyi biliyorlar, benim gibi panik halde oraya buraya koşturup vakit yitirmiyorlar

Max Payne'deki zorluk seviyeleri aslında birer oyun modu. Oyuna ilk kez başlayacağınız zaman zorluk seviyeleri ekranından en üsttekiyle başlamanızı öneririm (benim gibi en alttakinden başlamayın, alışınca denersiniz). Her zorluk seviyesi farklı şeyler ifade ediyor. Örneğin vurulduğunuzda sağlık göstergeniz daha hızlı dolabiliyor veya düşman sayısı ve zekası daha fazla olabiliyor. Fakat oyunu hangi modda/zorlukta oynarsanız oynayın oyunun konusu ve akışı aynı...

Oyunda beni rahatsız eden şeylerden biri level başlarında veya sonlarında çıkan animasyonların atlanamıyor olmasıydı. Bunun dışında, tüm hikaye her ne kadar resimli roman gibi yazılı ve sesli aktarılsa da İngilizcenin aksanlı oluşu ve argo kelimelerin çokluğu konuyu takipte zorlanmaya neden oluyor. Tabi bu resimli roman aktarımı oyunun sonlarına geldikçe insanı sıkmaya başlıyor. Oyunun en büyük eksiği ise multiplayer oynanamıyor oluşu, ancak multiplayer oyunların popülaritesinin arttığı son yıllarda son derece başarılı single player bir oyunla karşı karşıya olduğunuzdan multiplayer'ı aramıyorsunuz (şimdilik).

Oyunun CD'sinde Payne için yeni modlar ve levellar geliştirmek için ekstradan bazı araçlar yer alıyor. Bunlar özellikle seviye tasarımına meraklı oyunculara hitap ediyor.

Oyunun Finlandiyalı programcı firması Remedy Entertainment'e teşekkür etmek lazım. Harika bir iş çıkarmışlar. 3DRealms ise burada aynı filmlerde olduğu gibi "yapımcı", yani producer. Geçtiğimiz 4 yıl boyunca Max Payne ile ilgili birçok haber duyduk. Ancak son 1-2 yıldır yayınlanan screenshot'lar dışında oyunla ilgili çok detaylı bilgimiz yoktu. Hatta, yayınlanan screenshot'lardaki görüntü kalitesi oyunda aynen yer alacak dendiğinde de fazla inanamadık. Oyunu alıp oynadık ve gördük ki söylenenlerin hepsi gerçekmiş. Kısacası Max Payne beklentilerin tümünü karşıladı denebilir. Aksiyon sevenlerin kesinlikle kaçırmaması gereken bir başyapıt...
 
Bize destek olurmusun?
 
Paylaş
 
Anasayfa Yap
 

» LimeWire Basic 4.12.4

» Windows Live Messenger (Türkçe) 8.0.0792

» Winamp Surround Edition 5.25 Full Beta 801

» Ares Lite Edition 1.8.1

» MSN Messenger (Türkçe - Windows 98/ME için) 7.0.0816

» Google Earth 4.0.1693 Beta

» WinRAR (Türkçe) 3.60 Beta 8

» BvT Live TV 2.0

» Avast! 4 Home Edition 4.7.871

» Turing Translator 6.02

 

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol